Tarımda kullanılan ziraî mücadele ilaçlarının sadece % 0,1’i mücadele edilen zararlılara ulaşmakta, geri kalan % 99,9’ı toprağa, suya ve havaya karışmaktadır. Yani ne yazık ki doğal ve hijyenik bir lif olan pamuk liflerinin ziraatı hiç de çevre dostu değildir, hatta tam bir çevre zararlısıdır.
Organik pamuk yetiştirilirken hiçbir şekilde kimyasal pestisid, insektisid, fungusid, herbisid, defolyant ve sun’i gübre kullanılmamaktadır. Doğal hayvan gübresi, yeşil gübre ve doğal (biyolojik) zirai ilaçların kullanımı serbesttir. Buna ilaveten tarlanın bir kısmında tuzak bitkiler yetiştirerek, tarlada faydalı böceklerin (zararlıları yok eden) üremesini sağlayarak ve bilinçli bir ürün rotasyonu planlamasıyla, organik pamuğu, verimi fazla düşürmeden yetiştirebilmek mümkün olmaktadır. Doğaldır ki organik pamuk üretiminin maliyeti, normal pamuk üretimine nazaran daha yüksektir (Normal pamuğun kg maliyeti 0,75 ile 2,40 USD arasında değişirken, organik pamuğun maliyeti 1,20 ile 2,50 USD arasında değişmektedir).
Kontrollü şekilde yetiştirilen organik kütlü pamuğun sertifikalı organik pamuk elyafı (mahlıç) olabilmesi için, çırçırlanmasının da yetkili bir çırçır işletmesinde normal pamukla karışmadığından emin olarak yapılması gerekmektedir (Eğer organik pamuk çırçırlanmadan önce normal pamuk çırçırlanmış ise, makinelerin ve organik pamuğun konulacağı depoların iyi bir şekilde temizlenmesi gerekmektedir). Türkiye’de bu şartları yerine getirebilecek yeterli sayıda çırçır işletmesi vardır.
Sertifikalı bir pamuk ipliği ile sertifikalı giysi veya ev tekstil ürünü üretirken de, üretimin her adımının kontrollü bir şekilde yapılması gerekmektedir, zira bitmiş bir mamulde sonradan o ürünün normal pamuktan mı, yoksa organik pamuktan mı üretildiğini anlamak çok zordur ve hatta birçok durumda imkansızdır. Zira normal üretilmiş elyaftan yapılmış ham iplikte ve kumaşta pamuğun üretimi sırasında kullanılan kimyasal maddelerin kalıntıları vardır, ama terbiye işlemleri sırasında mal saatlerce ve defalarca yaş işlemlere (haşıl sökme, kasar, boyama, bitim işlemleri) ve yıkama-durulamalara tabi tutulduktan sonra artık elyaf üzerinde halâ ziraî mücadele ilacı kalma ihtimali son derece düşük olmaktadır.
Organik pamuk/normal pamuk karışımlarında bugün için en yaygın olarak kullanılan karışım oranı 5/95’tir. Yani bu uygulama sayesinde pamuk üretimi nedeniyle çevreye verilen zarar sadece % 5 azaltılmış olmaktadır. Halbuki bu karışımlarda normal pamuk (bol miktarda zirai ilaç kullanılmış ve makineyle hasat edilmiş pamuk) yerine, daha az zirai ilaç kullanılarak, elle çapalayarak (dolayısıyla herbisid kullanılmadan) yetiştirilen ve elle toplanan (dolayısıyla defolyant kullanılmayan) “better cotton (daha iyi pamuk)” kullanılsa ve “better cotton” üretilmesi sırasında çevreye verilen zararın (havaya, toprağa ve suya karışan zararlı kimyasal maddelerin) normal pamuk üretilmesi (örneğin A.B.D.’deki gibi) sırasında verilen zarardan % 30-50 daha az olduğu göz önüne alındığında, bu uygulama (organik pamuk/better cotton karışımı kullanmak) sayesinde çevreye verilen zararın, % 5 yerine % 35-50 oranında azaltılabileceği ortaya çıkmaktadır.
Bu açıklamadan da anlaşılacağı gibi, organik pamuktan yapılmış ürünleri tercih eden tüketiciler, bunu kendi sağlıklarını düşünerek yapmaktan ziyade, çevreye olan sevgi ve saygılarından dolayı yapmaktadırlar. Yani organik pamuklu ürün kullanmak bir kültür meselesidir, bir imaj meselesidir.
Organik Pamuk : Fantazi Mi, Fırsat Mı ?
Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder