YEŞİL YAŞAMLA İLGİLİ TÜM MERAK ETTİKLERİNİZ İÇİN...

Yeşil yaşam, hava ve toprak kirliliğine neden olmadan ormanları koruyarak, ekosistemi gözeterek, gezegenimizin azalan doğal kaynaklarının devamlılığını sağlayarak ve doğanın niteliklerini geliştirerek bilinçli şekilde sürdürülen bir hayat biçimini ifade eder.Bu yaşam tarzı sağlıklı bir dünyada sağlıklı nesiller büyütmek adına atılmış güçlü bir adımdır.

Anneler ve babalar burada yeşil yaşamla ve yeşil ürünlerle ilgili bilgiler bulabilirler..



3 Aralık 2010 Cuma

EVLERDE 2011 HAZIRLIĞI

Bu yıl başı Greengoods ekibi için ayrı bir önem taşıyor.Ekibimizin birlikte geçireceği ilk yılbaşı ve Aralık ayı başladığından beri de yeni yıl hazırlıkları hakkında sürekli "evde yapılabilecek, çocuklarında katılımının sağlanabileceği ve tabii ki mümkün olduğunca kullanılmış malzemelerden elde edebileceğimiz şık yılbaşı süsleri" konuşur hale geldik.
İşte sizlere yılbaşı hazırlıklarında kullanabileceğiniz, aldığınız ya da evde bulunan herhangi bir kağıtttan üretebileceğiniz bir yılbaşı süsü...Çocuklarınızda bunları sizlerle birlikte yapmaya bayılacaklar ve bu hazırlıklar aynı zamanda keyifli bir etkinliğe dönüşecek.

Herhangi bir kağıdı bildiğimiz "tuzluk yapma " formunda hazırlıyorsunuz ve kat yerlerini belirliyorsunuz.
4 noktasından makasla yarısına kadar kesiyorsunuz.
Oluşan kesişk yerlerini 2şer 2şer birleştirip yıldızları oluşturuyorsunuz ve yapıştırıyorsunuz.
Şekliniz işte birdenbire 3 boyut kazandı yıldınız neredeyse hazır.
Aynısından bir tane daha hazırlayıp bunları sırt sırta yapıştırdığınızda harika yıldızlarınız yeni yıla hazır artık...





30 Kasım 2010 Salı

BİOPLASTİKLER



Zeynep Güney in çevirisi ile Metropolis Magazin den  Mason Currey in Bioplastikler hakkındaki önemli yazısını sizlerle paylaşmak istedim.
"Ciddi bir çevresel tehdit olan plastiklerin kullanımı engellenemez hale geldikçe, organik hammaddeli alternatifleri de giderek daha sık karşımıza çıkmaya başladı. Ve artık tasarımcıların bu malzemeyi bir adım ileriye taşımalarının zamanı geldi.
Plastiğin bu kadar dayanıklı olmasını sağlayan moleküler bağlar, diğer yandan ayrışmasını da aynı derecede zorlaştırıyor, böylece plastikler doğadaki varlığını uzun süre sürdürüyor. Geri dönüşüm çabaları bir yana -Amerikalılar kullandıkları plastik ürünlerin sadece %12'sini geri dönüşüm konteynerlerine atıyorlar- çoğunun kullanım serüveni, çöp toplama alanlarında ya da daha da kötüsü doğaya atılmış halde son buluyor. Orada küçük parçalara ayrılıyor, yağlı bir kirle kaplanıyor ve sonunda balıklar ya da kuşlar tarafından yutuluyorlar. Hawaii'nin kuzeydoğusundaki, Texas'ın iki katı büyüklükte olduğu tahmin edilen Büyük Pasifik Çöp Alanı, bu fenomenin en korkunç örneklerinden biri.
İyi haber: Plastiğin sağlam bir alternatifi var. Bitkilerden üretilen plastiklerin (bioplastik) sentetik kuzenleriyle karşılaştırıldığında birçok avantajı var. Uğruna jeopolitik çatışmaların yaşandığı, giderek azalan ve yenilenemeyen bir kaynak olan petrolden üretilmiyorlar, sonsuza kadar var olmayacaklar ve uygun şartlarda bir ay içerisinde tamamen çözünebiliyorlar. Üstelik ayrışırken ortaya çıkan karbondioksit, plastiğin üretildiği bitkiler biçilirken harcanan karbonla dengeli. Kötü haber: Bioplastikler, küresel plastik üretiminin henüz çok küçük bir kısmını oluşturuyor ve daha geniş bir alanda kullanılabilmeleri için bazı önemli engelleri aşmaları gerekiyor.

Aslında bioplastikler yeni değil. 1850'lerde bir İngiliz kimyager, bir tür kağıt hamuru türünde, selülozdan plastik üretti. Daha sonra, 20. yüzyılın sonlarında Henry Ford, arabalarında soya bazlı plastik malzeme kullandı. Hatta 1941 yılında tamamen plastikten oluşan bir araba prototipini halka sundu. Fakat o zamandan beri, bitkisel versiyonlarına göre çok daha avantajlı özellikler sunan petrol bazlı sentetik polimerler sektörü ele geçirdi. İkinci Dünya Savaşı da sentetik plastiklerin üstünlüğünü pekiştirdi ve 70 yıl boyunca hiç dönüp geriye bakmadık.
Son on yıl içerisinde, giderek petrol kaynaklarının azalmasının ve fiyatının artmasının sonucu olarak, bioplastikler yeniden gündeme geldi. 2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin en büyük ziraat firması Cargill'in ortak şirketi NatureWorks ve ülkenin en büyük kimya şirketi Dow Chemical, yiyecek ambalajı, tekstil ürünleri ve bebek bezi gibi tek kullanımlık ürünlerin yapımında kullanılmak üzere konteynerlerde sıkıştırılabilen Ingeo bioplastiklerini üretmeye başladılar. Bir tür PLA ya da polilaktik asit olan Ingeo, günümüzde bioplastiklerin üretiminde en yaygın şekilde kullanılan, mısırdan üretiliyor. Ancak keneotu, şeker kamışı, su yosunu ve hatta tavuk tüyünün kullanıldığı alternatifleri de geliştiriliyor.
Fakat bioplastiklerin kullanımı yavaş yavaş artsa da, henüz diğer dayanıklı ürünlerin performansını karşılayamıyorlar. "Henüz emekleme dönemindeler," diyor Dent, "Bu yüzden kalıplanmış ürünler olarak çok az yerde görebiliyoruz." Cep telefonu kapakları buna bir örnek. Geçen yıl, Japon şirketi NEC, kapağı tamamen mısır bazlı plastikten üretilmiş bir cep telefonu modelini piyasaya sürdü. Bazı başka şirketler de PLA'yı güçlendirmek için lif ekleyerek, biokompozit denilen bir madde üretiyorlar. Fakat bu uygulama malzemenin kirli görünmesine ve bu malzemeden tasarlanan sanayi ürünlerinin talep görmemesine neden oluyor.
Bununla birlikte, bioplastikler yüksek performanslı işlerde kullanıldıklarında bile sorunlar yaşanıyor. Tekstil üreticisi Carnegie, 2005 yılında Insight isimli kaplama kumaşı koleksiyonunda Ingeo ipliği kullanmıştı ancak geçen yıl bu koleksiyonun üretimini durdurdu. Özellikle geniş yüzeylerin kaplanması için üretilen büyük ölçülerdeki kumaşlarda kullanılan PLA ipliklerinin polyesterlere oranla %20 daha pahalı olduğunu belirten Carnegie'den Mary Holt, "Dürüst olmam gerekirse, bu koleksiyon maliyeti yüzünden sürdürülemedi," diyor. Bu fiyat farkı döşemelik kumaş üretiminde göz ardı edilebilir ancak Ingeo, döşemelik kumaşların performans özelliklerini de karşılayamıyor: Aşınmaya, yangına ve ağır temizlik yöntemlerine karşı yeterli dayanıklılığı gösteremiyor. "Ne yazık ki PLA'lar ve diğer biobazlı iplikler, henüz geliştirilme sürecini tamamlayabilmiş değil," diyor Holt.
Üstelik bioplastiklerin tek olumsuz yanı yüksek fiyatları ve düşük performansları da değil. Her ne kadar sıfır karbon ayak izine sahip bir malzeme olsa da, günümüzde bioplastiklerin üretilmesinde sentetiklere kıyasla çok daha fazla enerji tüketiliyor. Ve üretimlerinde yüksek miktarda CO2 ortaya çıkıyor. Ayrıca, bioplastiklerin geri dönüşümünde de sorunlar ortaya çıkıyor. Teorik olarak geri dönüşebilmeleri gerekirken, altyapısı bunu sağlamıyor ve bioplastikler geri dönüşüm döngüsünü bozuyor. PLA'ların üretilmesinde bazı etik sorular da var: Neredeyse bir milyar insan açlık sorunu yaşarken, alışveriş çantalarını ve bebek bezlerini mısırdan üretmek doğru bir hareket mi?

Yine de Dent, bioplastik endüstrisinin bu sorunların üstesinden geleceğine inanıyor. "Bioplastiklerin üretimini giderek iyileştireceğiz. Üretim sırasında daha az enerji tüketilmesini ve daha verimli olmalarını sağlayacağız," diyor ve ekliyor: "Sentetik plastiklerin üretimiyle başlayan 70 yıllık bir tecrübemiz var." Bu işin anahtarı tabii ki talep. Günümüzde bioplastikler için yeterli talep yok. Sentetik plastikler gayet iyi çalışıyor ve yeniden kullanılabilir olmaları çevrecilerin kaygılarını da gideriyor. (Yeniden kullanılabilmeleri kuşkusuz çok önemli fakat plastiklerin sınırlı miktarda üretilmesini sağlayamıyor.)
Ve, bütün mobilya ve endüstriyel ürün tasarımcılarına bir hatırlatma: Bioplastikler geleceğin ürünü olacak! Neden petrol rezervlerinin tükenmesini, fiyatlarının yükselmesini ve Büyük Pasifik Çöp Alanı'nın Birleşik Devletler kadar büyümesini beklemeden bioplastikleri benimsemiyorsunuz? Neden konsept sandalyenizi veya sınırlı üretim dekoratif süs eşyanızı ya da kullanışsız fakat etkileyici görünümlü sanat objenizi tasarlarken bioplastikleri kullanmıyorsunuz? Yüksek kaliteli bir divan tasarlamanız bile mümkün. "Döşemelik kumaşlarda Ingeo plastikleri kullanabilirsiniz," diyor Dent, "Dolgu malzemesi olarak soya bazlı ürünleri ve ahşabın yerine de biokompozit kullanarak bir kanepe tasarlayabilirsiniz"."
http://www.arkitera.com/h42087-gelecegin-urunu-bioplastik.html den alıntıdır.

28 Ekim 2010 Perşembe

HASELTINE POZZİ

Plastik ambalaj atıklarının yarattığı kirliliğe dikkat çekmenin ilginç bir yolu...
Sanatçı Haseltine Pozzi, plastik ambalajların yaşadığımız gezegeni nasıl kirlettiğini gözler   önüne sermek için ilginç bir proje geliştirdi.
Pozzi, özellikle deniz kuşlarının ölümüne neden olan plastik ambalaj atıklarından dev bir heykel yapmaya karar verdi.
California sahillerinde gönüllülerin yardımıyla topladığı plastik atıklarla bu dev heykeli yaptı
Plastik ambalaj atıklarından yapılan bu kuş heykeline "Avery" adı verildi.
Pozzi'nin bu çalışması Artula Enstitüsü, Sanat ve Çevre Eğitimi çalışmalarında da kullanılacak. "Kıyıları temizle" adlı bu çalışmalar sorunun çözüme dönüşmesini hedefliyor.

8 Ekim 2010 Cuma

"GDO" suz Pikniğe Davetlisiniz...

Slow Food/Fikir Sahibi Damaklar grubunun GDO'suz piknik çağrısı şöyle:
2010 dünyada sıcaklığın rekor seviyelere ulaştığı, sel, kuraklık gibi doğal afetlerin hayatımızı tehdit ettiği bir yıl. Hepimizin artık harekete geçme zamanı geldi. İklim krizine yeter demek ve sesimizi duyurmak için Amerikali çevreci ve akademisyen tarafından başlıtılan, 350.org öncülüğünde 10/10/10'da 184 ülkede 6000'i aşkın etkinlik düzenleniyor. Kimi çatısına güneş paneli koyuyor, kimi yürüyüş düzenliyor, kimi ağaç dikiyor, kimisi de rüzgar enerjisi projesi başlatıyor.
Slow Food/ Fikir Sahibi Damaklar da 10/10/10'da iklim değişikliğinden en çok etkilenen alanlardan biri olan tarıma işaret ederek, GDO’suz bir piknik organize ediyor. Endüstriyel tarım yerine organik ve sürdürülebilir tarımı savunmak, dev şirketler yerine küçük çiftçiyi desteklemek, tek bitki tarımı yerine tarımsal biyoçeşitliliği desteklemek ve ne yiyeceğimize kendimiz karar vermek için GDO'suz bir buluşma/piknik yapmak üzere sözleştik. Pazar günü İstanbul’da Maçka Parkı’nda 10:00-12:00 saatleri arası düzenlenecek pikniğe herkes davetli.
Sonrasında saat 15:00’da Galatasaray’dan Taksim’e Küresel Eylem Grubu tarafında organize edilen yürüyüşe Naom Chomsky, Ömer Madra ve 350’ye destek verenler de katılacak.

24 Eylül 2010 Cuma

DOĞADA ÇÖZÜNEN TORBALAR...

Buğday Derneği, Brüksel’de katıldığı Greenweek konferansında stand açan Plastics Europe (Avrupa Birliği Plastik Üreticileri Birliği) ile biyo-bozunur torbaların gerçekten doğa dostu olup olmadıkları konusunu görüştü. Derneğin Tüketici İlişkileri ve Çevre Direktörü Michael Poulsen’in bu konudaki görüşü şöyle:
“Naylon torbaların üzerine ‘biyobozunur ya da doğada çözünür gibi ifadelerin konması kafa karışıklığı yaratıyor. Bu naylon poşetlerin çoğu, ancak çok özel koşullar altında çözünebiliyor ki, bu koşullar dünyada sayılı çöp toplama ünitesinde mevcut.” Bay Poulsen, bu tip bilgilendirmelerin bazen yarardan çok zarar getirdiğini de söyledi: “Süpermarket müşterileri ‘nasılsa doğa dostu’ diyerek bu naylon torbaları bol keseden kullanmaya devam ediyorlar. Doğa dostu gibi görünen bu çözüm aslında doğaya daha fazla zarar veriyor”.

İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Doç.Dr. Osman Arıkan ise, konuyla ilgili şu bilgiyi verdi:

“İngilizcedeki “biodegradable plastics” terimi türkçede “biyobozunur plastikler” olarak ifade edilir ve biyolojik olarak (mikroorganizmalar vasıtasıyla) parçalanabilir plastikler için kullanılır. Bununla birlikte gerek ülkemizde, gerekse dünyada hangi tür plastiklerin ‘biyobozunur plastik’ olarak değerlendirileceğine dair tartışmalar yaşanıyor. Bunun nedeni ‘biyobozunur plastikler’ için birden fazla standart test metodunun olması.

Burada testler arasındaki en büyük fark, testin gerçekleştirildiği sıcaklık, pH gibi koşullar. Bununla birlikte testlerin bir kısmı yanıltıcı; örneğin kompost edilebilir plastikler için test sıcaklığı 55 oC’dir. Ancak bu testi geçen plastikler kompostlaştırma işlemine tabi tutulmuyorsa, yani doğadaki sıcaklıklara (maksimum 20-30 oC),  maruz kalıyorsa bu plastiklerin parçalanması testte belirlenen süreden çok daha uzun zaman alacaktır.”

Buğday Derneği, doğada çözünen naylon torbalar bulunduran marketlere aşağıdaki mektubu gönderiyor:
Sayın Yetkili,
Mağazanızda/marketinizde müşterilerinize sunduğunuz “biyo-bozunur/ doğada çözünür” naylon poşetler kişilerde “çevre dostu” algısı yaratmasına rağmen, yapılan araştırmalar bu söylemi desteklemiyor. Doğa dostu tek çözüm olan bez çanta kullanımının yaygınlaşabilmesi için, sizlerden alışverişe bez çantayla gelen müşterilerinizi ödüllendirmenizi, naylon torbaları ücretli hale getirmenizi ve konuyla ilgili bize geri dönüşünüzü
rica ediyoruz.

27 Ağustos 2010 Cuma

COWAY SU ARITMA SİSTEMLERİ

Hiçbir parçasını fason ürettirmeyen,filtresinin ayrıntılarından emin olduğunuz, senelik bakımlarını takip ettirebildiğiniz ve ilk sene bedelsiz yaptırabildiğiniz , tam olarak gerçek arıtma sağlayabildiğiniz arzu ederseniz mineralize de edebildiğiniz, 4 farklı tipi bulunan hem satın alabildiğiniz hem de kiralayabildiğiniz bir su arıtmasından bahsetmek istiyoruz sizlere..

Özellikle evlerde çocuğu olanlar, bebeği olanlar,toplu mekanlarda su tüketiminin fazla olduğu yerler... Kesinlikle tercih edilmesi gereken bir ürün.Çocuklarınızı ve kendinizi şebeke suyundan korumanız gereken bir Türkiye de yaşıyoruz ne yazık ki..
"Sağlığımız herşeyden önemli" sloganı ile yoluna devam eden Coway ürünleri su arıtma-hava filtrasyon ve aklllı klozet kapakları olarak sınıflandırılmış.
http://www.coway.com.tr/
adresinden ürünlerle ilgili tüm bilgileri alabilir , teknik destek için arayabilir, demo isteyebilirsiniz..
Aşağıda Coway teknolojisi ile suyun ne şekilde arıtıldığını okuyabilirsiniz..
Plastik damacanalardan kurtulalım artık...

COWAY TEKNOLOJİSİ SUYU NASIL ARITIR?
Coway arıtma cihazlarına gelen şebeke suyu, sistemde altı farklı arıtma aşamasından geçer. Böylece duru, taze, %100 hijyenik ve mükemmel tada sahip bir içme suyu haline gelir.

1.ADIM
PARTİKÜLLERİN TEMİZLENMESİ İÇİN TORTU FİLTRESİ

Bu tortu filtresi giriş suyundaki partikülleri temizler ve membranlı filtre ile ön-karbon filtresini korur.

2.ADIM
KLOR VE ORGANİK MADDELERİN TEMİZLENMESİ İÇİN ÖN-KARBON FİLTRE

Kötü tat, koku ve renge neden olan organik maddeler, aynı zamanda klor, ön karbon filtre tarafından arıtılır; su berraklaştırılır.

3.ADIM
İLERİ ARITIM İÇİN TERS OZMOS MEMBRANLI FİLTRE

Üzerinde, milimetrenin milyonda biri kadar gözenekler bulunan, yarı geçirgen zardan oluşan membranlı filtre; suyu, çözülmüş halde bulunan kurşun, civa, nitrat, arsenik gibi ağır metallerden ve virüs, bakteri, kireç, çeşitli kimyasallar gibi kirleticilerin tamamından arındırır.

4.ADIM
KOKU GİDERMEK VE SUYUN TADINI İYİLEŞTİRMEK İÇİN SON-KARBON FİLTRE

Hindistancevizi kabuğu kullanılarak performansı ikiye katlanan post-karbon filtre, kokuya neden olan maddeleri temizler. Mikroorganizmaların oluşmasını engellemek ve suyun tadını iyileştirmek için gümüş iyonlar eklenmiştir.

5.ADIM
İNCE TOZUN TEMİZLENMESİ İÇİN İNCE FİLTRE

Bu ince filtre ince partikülleri ya da tozu ve sudaki diğer yabancı maddeleri temizler.

6.ADIM
MİKROORGANİZMALARIN OLUŞUMUNU ENGELLEMEK İÇİN SERAMİK FİLTRE

COWAY TERS OZMOS MEMBRANLI FİLTRE












EN TEMİZ SU, DOĞRU ŞEKİLDE ARITILMIŞ SUDUR.
Ters ozmos teknolojisi, ilk olarak ABD hükümeti tarafından, donanmaya temiz içme suyu temin etmek amacıyla geliştirilen önemli bir buluştur. Ters ozmos işlemi, farklı iyon konsantrasyonuna sahip olan ve aralarında yarı geçirgen bir membran (zar) bulunan iki çözeltinin iyon konsantrasyonlarının eşitlenmesi prensibine dayanır. Ozmatik basınç ile doğal olarak gelişen bu olaya, bir pompa ile veya şebeke hattı basıncı ile ozmatik basınçtan daha yüksek bir basınç uygulandığında, işlem ters ozmos adını alır ve yarı geçirgen membran, sadece temiz suyu geçirerek suyu içerisindeki eriyik halde bulunan organik ve inorganik maddeler, tuzlar, ağır metaller, virüsler ve bakterilerden arındırır.
Tüm Coway ürünleri, su arıtımında ters osmoz yöntemini kullanır. Ters osmoz işlemiyle üretilen su o kadar temizdir ki hassas tıbbi uygulamalarda ve ileri teknoloji üretim işlemlerinde de kullanılır.
BSeramik filtre mikroorganizmaların oluşumunu kontrol ederken, genel hijyen ve standart kalite sağlar.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

DOĞAL DOĞUM FELSEFESİ

Her şeyde olduğu gibi doğumda da doğal olanı destekliyoruz...Dr.Hakan Çoker'in doğal doğum ile ilgili görüşlerini anne adayları okusun istedik...
"Doğal doğum mümkün olduğunca müdahalesiz yapılan doğum şeklidir.Doğum, bedenin birçok sistemi devreye sokarak kendi kendine yaptığı otomatik bir bilinçaltı eylemidir.İlkel beyin tarafından yönetilen doğum hormonları tarafından gerçekleştirilir.Siz bu aşamalara müdahale ettikçe doğumun akışı bozulur.
Doğal bir doğumda en önemli şey bedene ve bebeğe güvenmektir.İŞte bu aşamada bilgi devreye girer.İnsan bilmediğinden korkar.Korkular ilkel beyin tarafından tehlike mesajları olarka algılanır.Tehlike durumunda da beden doğumu durdurur.Bilgi ise korkunun panzehiridir.Bilgi sayesinde korkular yerini güvene bırakır.Güven dolu bir ortamda doğumlar çok daha kolay gerçekleşir.İşte bu yüzden evde veya ev tipi doğum odalarında doğumlar çok daha kolay ilerler.
İkinci aşamada kadınların gevşemeyi ve kendini bırakmayı öğrenmeleri gerekir.Bazı kadınlar bunu kendiliğinden yaparken, bazıları için gevşeme egzersizleri ile doğuma hazırlık çok olumlu etkiler bırakır.Gevşeyip bedenini izleyenler rahat ve doğal doğumların en büyük adaylarıdır.
Doğal doğum hormonları bir yandan anneyi bir sevgi denizine çekerken bir yandan da anne ve bebek kavuşmasını hazırlar.Doğal doğum sonrası anne bebek kavuşması çok daha duygusal ve bağlayıcıdır.Bebekler doğal doğumda çok daha aktif ve farkında doğarlar.Çok daha çabuk sakinleşir çok daha çabuk emerler."
Op.Dr.Hakan Çoker  http://www.dogaldogum.com/

6 Ağustos 2010 Cuma

GREEN LULLABY'DAN BENZERSİZ OYUNCAKLAR

 

Green Lullaby’nin tamamen geri dönüşümlü kartondan elde ettiği oyuncak ev tam bir rüya evi gibi, koridorda bir çay partisi var, sanki bulaşık makinesinde periler saklanıyor ve oturma odası Bratz’in gösteri merkezini andırıyor.
Tam bir oyuncak bebek evi, içeride yaşamak için neler vermezdim dedirtiyor görene...Miss Priss’in bebekleri hemen Green Lullaby’nin oyuncak evinde ve bebek beşiğinde yerlerini alıyorlar. Aşırı hafif kartondan imal edilmiş olan bu yeni taşınabilir oyuncaklar serisi sadece hafiflikleri ile değil demonte edilebilir olmaları ve ekolojik olmaları ile de ön plana çıkıyor. Üç katlı oyuncak ev oda dekorasyonu, retro desenli mobilyaları, lambaları ve modern çiçekli yer döşemesi ile tüm dekoratif unsurları üzerinde taşıyor. Beşik ise tam esiklerden kalma sallanan beşiklerden, kız çocuklarının istedikleri bebeklerini sallayarak uyutmalarına imkan tanıyor. Eksik olan tek şey bu evle ve beşikle oynamak için yeterli zaman! Haydi keşfe başlayın!...

4 Ağustos 2010 Çarşamba

BEBEK BEZLERİNİN KORKUTAN YÜZÜ...

Bir bebeğin iki buçuk yılda kullandığı bebek bezi sayısı aşağı yukarı 6000…
2.5 yılda bir bebeğin atmosfere bıraktığı zarar 2010klm ile 3540klm petrol yakan araca eşit.
Dünya yılda yarım trilyon bebek bezi çöpü çıkartıyor. Bu, İngiltere'de %4 katı atığı oluşturan miktar, pek tabi ki Türkiye için böyle istatistiklere erişmek bile imkansız.
Günde dünyanın aşağı yukarı ürettiği bebek bezi atığı 1.4 milyar!
Bebek bezinin dış çeperini oluşturan ve sızmayı engelleyen kısım polipropilin denilen plastik malzemeden yapıldığı için doğada elimine edilmesi 500 yılı buluyor.
Bebek bezinin %70’lik kısmı kağıt. Yıllık olarak 1 milyar ağaç bu iş için kesilmekte. Ormanların tekrar yerine konulması, ağacın işlemden geçirilirken maruz kaldığı aşamalar, kullanılan mekanik enerji ve suyun dünyaya faturası yıllık 50 milyon dolar.

Bütün bunlar karşılaştırıldığında bir kullanımlık bezlerin tekrar kullanılan bezlere göre 10 kat daha fazla dünya kaynağını kullandığını söylemek mümkün.

2008’de İngiliz Hükümetinin yaptırdığı bir araştırmada, ikinci çocukta dahi kullanılabilen yıkanabilir bezler ile global ısınmada %40 lık bir fayda sağlamış. Bu ise yılda 200 kg. karbondioksit üretiminin yapılmaması anlamına gelmekte.

Bebek Bezlerinin İçindekiler
Tek kullanımlık bezlerin en fazla tanınanlarının web sayfalarına gittiğimizde kullanılan hammaddelerin neler olduğunu görebiliyoruz .

Bu maddelere tekrar bakalım; kağıt benzeri ağaçtan elde edilen fiber ve süper emiciliği sağlayan

poliakrileyt (polyacrilate) ve diğer malzemeler poliproplin, polyester ve politlin.

Bu sentetik maddelerin hepsi, bezin popoya oturmasında ve sızdırmanın önlenmesi açısından olmazsa olmaz. Elastik bandların yapımında kullanılan madde bebeği rahatsız etmeden bezin bel kısmına oturmasında kullanılan ve yine sentetik lastik. Biliyorsunuz lastik rubber palm denilen ağaçlardan üretiliyor.

Sodyum Poliakrilit: İdrarın jele dönüştürülüp hapsedilmesinde başrol oyuncusu. Ağırlığının yüz katı kadar sıvıyı içine alabilir fakat işin acıklı kısmı toksik şok etkisi yarattığı için 1985 yılında tamponlardan men edildi. Poliakrilit üretimi yapan sektörlerde çalışan iş gücünde dişil organ hasarı, yorgunluk ve kilo kaybı tespit edilmiştir. Ancak haftanın yedi günü yirmidört saati bu maddeye maruz kalan bebeklerin üzerinde yarattığı etki uzun vadeli olarak araştırılmamıştır.
Hammaddenin bu akıl almaz emiciliği maalesef derinin kurumasına, ciddi boyutta pişik oluşmasına, cinsel organlarda (erkek ve kız) kanamalara sebep olmaktadır. Ayrıca kedilerde maddeyi soluma sonucu ölüm tespit edilmiştir.
Dioksin: İnsanoğlu üzerinde kansere sebep olan baş toksik madde olarak bilinmektedir. Kağıdın beyazlaştırılması işleminde ortaya çıkan dioksin doğum hasarlarına, deri problemlerine ve böbrek yetmezliğine sebep olmasıyla da tanınmaktadır.
TBT (Tribulitin): Bu hammadde 2000 yılında pampers ultra kuru bebek bezinde bulunmuştur. TBT bilinen en güçlü toksik hammaddedir. Savunma mekanizmasını yok eder ve hormonal dengeyi güçsüz kılar. Erkeklerde kısırlık ile ilgili bağlantısı üzerinde spekülasyonlar vardır.
İkslin (Xylene),Ethilbenzen(Ethilbenzene), Sitrin(Sytrene), Isproplin(Isproplene) gibi hammaddeler 1999 yılında rapor edilen ve Çevresel Sağlık örgütünün arşivlerine giren kimyasallardan yalnızca bazılarıdır.
Anderson Labaratuarı’nda bazı bebek bezi ürünleri ile fareler üzerinde yapılan deneylerde bezlerde kullanılan bir takım hammaddelerin astım krizi yarattığı, bronşite, göz, burun ve boğaz tahrişine sebep olduğunu saptanmıştır. Hatta bu semptomlar direkt olarak kimyasallarla özdeşleştirilmiştir, yani kullanılan kimyasalların direkt etkisi olarak ortaya çıktıkları tespit edilmiştir.
2000 yılında Almanya’da Keil Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada ise, bebek bezinin erkek testislerini vücut ısısından daha yüksek derecede tutması sebebiyle Batı Avrupalı erkeklerin üreme kabiliyetinde büyük oranda düşme tespit edilmiştir.

Bebeklerimize onlara miras bırakacağımız dünyayı bebek bezleri ile doldurmayalım.Tek kullanımlık bezler yerine yıkanabilir bebek bezlerine yönelelim.
Hatta daha radikal olanlar bebeğin doğumu ile birlikte çocuklarını hiç bezlemeden de büyütebilirler.İlgilenenler aşağıdaki linke tıklayarak bilgi alabilirler..
http://www.naturalbirthandbabycare.com/elimination-communication.html

27 Temmuz 2010 Salı

EKONAT MEYVESİ İLE DOĞAL TEMİZLİK...

Ekonat Doğal Temizlik Ürünleri Türkiye de bir ilki gerçekleştirmeye çalışıyor.Bu meyveyi uygun şekilde kullanarak evinizin pek çok noktasında genel temizlik ürünü olarak kullanmanız mümkün.Bu ilginç doğal meyve ile ilgili detaylar şöyle...
Ekonat meyvesi tropikal bölgelerde HİNDİSTAN ve NEPAL de yetişmekdedir.Bu meyvenin kabuğu doğal bir deterjan olmasının yanı sıra bir çok cilt rahatsızlığının tedavisinde asırlardır kullanılıp olumlu sonuçlar vermesi ile ün yapmıştır.Tamamen doğal olan ve hassas ciltlerin korunmasında olumlu etkilere sahip Ekonat kesinlikle herhangi bir yan etkiye sahip değildir.

Ekonat egzama ve sedef rahatsızlılarına karşı şaşırtan derecelerde olumlu çözümler sunabilmektedir.Günümüzde her 10 kişiden birisi cilt sorunları ile mücadele etmektedir.Bu mücadele sonunda yapay kimyasallara servet ödemektedir.Ekonat ise herhangi bir yapay kimyasal olmaksızın ve buna bağlı yan etkilerden uzak olarak hesaplı ve kesin çözümler sunmaktadır.Burada unutulmaması gereken şey hem direkt rahatsızlığın tedavisinde hem de bu rahatsızlıklara yakalanmamak için koruyucu olarak Ekonat kullanımıdır.Cilt rahatsızlığı olanlar tedavi amaçlı olmayanlar ise koruyu amaçlı hem cilt hemde çamaşırlarında Ekonat kullanabilirler .Özellikle yaşlı ve bebek cilt ve elbiselerinde önerilmektedir.
Egzama rahatsızlığında kaşıntı ve kuru cilt sık karşılaşılan bir durumdur.İlerleyen adımlarda ise rahatsızlık daha solgun ve bitkin görünen bir cilt ortaya çıkartır.Kimyasal deterjan ve sabunlar bu adımları daha da hızlandırarak hayatı kabus haline getirirler.Ekonat ise yapısında ki saponinin antibakteriyel özelliği sayesinde mevcut mikroplar ile doğal yollardan savaşır ve hem ortamı mikroplardan arındırır hem de cildin zararlı kimyasallara maruz kalmasını engeller.Ekonat dan elde edilen sulu çözelti ile 15 gün süre ile banyo yapılması vücutta var olan rahatsızlıklara tedavi sağlamaya yeterli olabilir.Yapısında her hangi kokulandırıcı kimyasalda yer almadığı için Ekonat kullanımı bir çok alerjik soruna fayda sağlar.
Vücutta kırmızı pullar şeklinde istenmeyen bir rahatsızlık oluşur ise bunun sedef olma olasılığı vardır.Bu rahatsızlık ilerlemesi durumunda tüm vücudu kaplayabilir.Sedef hastalığının tedavisinde de Ekonat kullanılabilir.Hassas yapısından dolayı Ekonat yaşlı çocuk ayırt etmeksizin kullanılabilir.Ekonat deforme olmuş vucut hücrelerinin mikroplardan arındırarak rahatsızlığın tedavi edilmesinde rol oynayabilir..Sıvı formdaki Ekonat doğal şampuan olarak kullanılırsa yukarıda zikredilen rahatsızlıklara set çekilebilir.
Ekonat ayrıca yaşlanma belirtisi olan yüzdeki kırışıkların giderilmesini sağlar.Yüzdeki çillenme oranını düşürür.
Yukarıda sayılan bir çok özelliğinden dolayı doğunun bu eşsiz meyvesi tüm dünyanın beğeni ve takdirlerini kazanmıştır.

10 Temmuz 2010 Cumartesi

GERİ DÖNÜŞÜMLÜ KAĞIT YAPIMI

Gerekli Malzeme:
1. Eski gazeteler,
2.Bir parçacık ince delikli tel (süzgeç),
3. İki tane emici bez,
4.Plastik kova ve leğen
5. Tahta kaşık ya da mutfak robotu,
6. Toz boya(renkli kâğıt yapmak için),
7. Naylon poşet,
8. Ağır bir cisim,
9. Odun tutkalı.
Yapılışı:
     Eski gazeteleri kovaya koyun, su ekleyerek bir gece bekletin. Ertesi gün suyu süzün ve ıslak gazeteleri tahta kaşıkla ezerek hamur haline getirin (bu işlemi mutfak robotunda da yapabilirsiniz, ama kullanmak için izin isteyin ve işiniz bittiği zaman temizleyin.)
     Kâğıdınızın renkli olmasını istiyorsanız boya katabilirsiniz.
     Kâğıt hamurunu leğene koyun ve eşit ölçüde su ekleyip karıştırın. Teli karışımın içine sokup üzerinde kalan hamurla birlikte karıştırın. Temiz, düz bir yere bir bez serin ve teli kâğıt hamurunun bulunduğu yüzey alta gelecek biçimde çabucak bunun üzerine koyun. İyice bastırın ve hamur beze yapışınca kaldırın. Hamurun üzerine ikinci bir bez örtüp tekrar bastırın. Leğendeki hamur bitene kadar bir kat hamur, bir kat bez koyarak bu işlemi tekrarlayın. En üste naylon poşeti koyun ve ağırlık yapması için kitapları üst üste dizin.
     Birkaç saat sonra kâğıtları dikkatle bezlerden ayırın ve iyice kurumaları için eski gazete ya da kâğıt havluların üzerine serin. Yeni kâğıtlarınız artık kullanmaya hazırdır.

6 Temmuz 2010 Salı

YEŞİL ADIMLAR...

Yeşil Adım, fikir olarak ülkemizin cennet köşelerinden Cunda'da doğmuş..
Bu fikrin yaratıcıları Organik kökenli bu atıklarımızı kaynağında değerlendirme yollarını ararken kompost yapımı ile karşılaşmışlar .
Uzun bir o kadar da heyecan verici çalışmalar ve Naturem Limited ile teknolojik işbirliği sonucunda EM Bukashi Kompost Kovasını yaratmışlar..
Bu çalışma kompost üretimine dayalı bir çalışma…

KOMPOST NEDİR?
Ömrünü tamamlamış organik maddelerden oluşan, bir gramında milyarlarca mikroorganizma yaşayan koyu kahverengi ya da siyah renkli mis kokulu humuslaşmış topraktır..
İster apartman dairesinde ister bahçeli bir evde oturun, evsel organik mutfak atıklarınızı altında vanası olan bir çöp kovasında biriktirmeye başlıyorsunuz
Yeşil adımların ürettiği kepeği taşıyıcı olarak kullanan mikroorganizmalı aşılayıcıları bu atıkların üzerine serpip hava almayacak şekilde kapatıyorsunuz ve vanadan suyun akmasını bekliyorsunuz. 4-20 gün içinde su akışı devam ediyor ve siz bu suyu topluyorsunuz..Bu su sıvı oldukça güçlü bir sıvı gübre..Bunu isterseniz klozet, banyo , lavabo gibi yerlerde temizleyici olarak kullanıp dökebiliyorsunuz isterseniz su ile seyreltip bahçenizdeki bitkilere sıvı gübre olarak kullanıyorsunuz..
20-25 gün sonunda sıvı bitiyor ve sizin kompostunuz hazır oluyor.Kovayı açıp bunları tabaka tabaka alıp dilerseniz bahçenizde dilerseniz bildiğimiz toprak dolu kasalarda bitki yetiştirmek üzere toprakla karıştırıp bir süre bekledikten sonra son derece sağlıklı ve gübreli toprağa dikim yapıyorsunuz..
Detaylı bilgi için…
http://yesiladim.com/

4 Haziran 2010 Cuma

FATALAT NEDİR VE NEDEN ZARALIDIR?

Fatalat esterleri yada basitçe fatalatlar birçok plastik ve tüketici ürününde kullanılan bir grup kimyasallardır. En yaygın şekilde kullanılan fatalatalara örnek vermek gerekirse DEHP (di(2-ethylhexyl)phthalate), DBP (dibutyl phthalate), BBP (butyl benzyl phthalate), DiNP ((di(iso-nonyl)phthalate) ve DiDP ((di(iso-decyl)phthalate) sayılabilir. DEHP içlerinde en yaygın kullanılan fatalattır ve çevreden alınan örneklerde en çok bu fatalat karşımıza çıkar. Fatalatlar genellikle plastikleri daha esnek hale getirmek için plastikleştirici olarak kullanılırlar. DEHP ayrıca vinil mutfak döşemesinden, yiyecek paketlerine; komzeitk ve kişisel bakım ürünlerinden bebek ürünleri, boyalar ve ayakkabılara kadar birçok ürünün yapımında kullanılan PVC’de de bulunmaktadır.
28. Yiyecek Katkı Maddeleri Hakkında Yiyecek ve Tarım Organizasyonu / Dünya Sağlık Organizasyon Komitesi toplantısında komite “insanların DEHP’ye maruz kalma sıklıklarının en aza indirgenmesi gerektiği” konusunda ortaklaşa karara varmıştır. Komite bunun ancak güvenli, başka alternatif plastikleştiriciler veya DEHP içermeyen plastiklere geçişle mümkün olabileceğini belirtmektedir.
Fatalatların yemeğe bulaşması ve çevreye sızmasının yan etkileri bilimsel çalışmalarda şu şekilde sıralanmaktadır:
Hamilelerde düşük riskinde ciddi oranda artış
Kadın ve erkeklerde düşük doğurganlık
Erkeklerde testiküler atrofi
Yumurtalık kanserinin görülme sıklığında artış
Üreme organlarının gelişiminde bozukluk, özellikle erkeklerde
Çocuklukta PVC içeren oyuncaklarla oynayan çocuklarda olası böbrek ve karaciğer hasarları
Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Ajansı DEHP’yi “insanlar için olası kanserojenler”; Avrupa Birliği ise “öncelikli güvenlik gerektiren ölümcül maddeler” arasında sınıflandırmaktadır.

AİLENİZ İÇİN YAPABİLECEĞİNİZ DAHA GÜVENLİ VE SAĞLIKLI SEÇİMLER...
Bebekler, çocuklar ve aileler için BPA ve fatalat içermeyen daha sağlıklı ürünler üretmek için birçok önlem almakta olan sayısız firma var. Aşapıdaki listede aileniz için sağlık risklerini düşürmenize yarayacak ve kaynakları daha sağlıklı kullanmanıza katkıda bulunacak bazı seçenekler sunulmaktadır:
1. Yemeğe hazır durumda olan, konservelerde bekletilmiş mamalardan uzak durun. Bu mamalar toz halindeki mamalara kıyasla 8-10 kat daha fazla BPA içerirler. Daha düşük BPA içeren mama markalarını tercih edin.
2. Biberonda camdan imal edilmiş ürünleri veya BPA’sız ürünleri tercih edin yada propilen 5 ile numaralandırılmış olan materyalleri kullanmaya çalışın.
3. Tetra Pak gibi kuruluşlar tarafından karton malzeme ile kutulanmış süt, çorba ve sıvı ürünler tercih edin, kutuların içlerinin güvenli alüminyum ve 2 nolu polietilen ile kaplanmış olması gerekmektedir. Bu ürünler ayrıca geri dönüşümlüdür.
4. BPA’sız oldukları garantilenmiş ürünler üreten firmaların konservelerini tercih edin.
5. Biberonlar, alıştırma bardakları ve plastik beslenme ürünlerini elinizde yıkayın. Bulaşık makinesi yada çok sıcak su kullanmak kimyasalların açığa çıkarak yayılmalarına neden olur.
6. Tekrar kullanıma uygun tasarlanmış plastik ürünlerinizde çatlak yada çizik olup olmadığını kontrol edin. Bu gibi bir durum gördüğünüzde plastik ürününüzü geri dönüşüme yollayın ve yenisi ile değiştirin.
7. Plastikleri, özellikle biberon ve alıştırma bardaklarını asla mikrodalgaya koymayın. Artan yiyeceklerinizi cam tabaklarda ısıtın.
8. Ev hayvanlarınız için seramik yada paslanmaz çelik mama kabı kullanın. Onların da en iyisine ihtiyacı var.
9. Biberonlarda silikon meme kullanın. Hem renklendirmeye daha az maruz kalırlar, hem de daha güvenlidirler.
10. Plastik poşet kullanılan bir marketten alışveriş edecekseniz kendi alışveriş torbanızı götürün. Mümkün olduğu her durumda plastik yerine kağıt tercih edin.Kağıt doğada kolaylıkla yok olabilirken plastiğin kaybolması binlerce yıl sürer.
11. Mümkün olduğunda BPA ve fatalatsız kozmetikler kullanın. Her bir ürünün içeriğindeki riskli kimyasalları görmek istiyorsanız Çevre Çalışma Grubunun web sitesindeki kozmetik veritabanından bu bilgilere ulaşabilirsiniz. www.cosmeticsdatabase.com
12. Çocuklarınız ve diğer aile fertleri için hediye alırken PVC ve kurşun içermeyen malzemeler seçin.
13. Bebeklerinizi beslerken plastiğe alternatif ürünler kullanın. Bebeğiniz yeterince büyüdüyse boyasız seramik yada cam ürünler kullanın. Diğer bir seçim paslanmaz çelik veya ahşaplar olabilir. Plastik kullanacaksanız HDPE #2 veya #5 rakamını ürünün altında mutlaka kontrol edin bu etiketler en zararsız ve geri dönüştürülebilir plastiklere aittir. Aldığınız plastiğin üzerinde herhangi bir rakam etiketlenmemişse bu ürünlerin kullanımından kesinlikle kaçının.
14. Melamin kullanmayın, organik içeriğe sahip ve yiyecek maddeleri ile temasında herhangi bir zarara neden olan türde melaminler dışında melaminden tamamen uzak durun. Organik materyalli olanlar geri dönüşümlüdür ancak diğerleri değildir. Melamin nitrojen içerikli bir kimyasaldır, yangın söndürücü olarak kullanılur ve formaldehit ile karıştırılarakj reçine elde edilmesinde kullanılır. Lezzetli geliyor mu kulağa? Melamin BPA salgılamasa da geri dönüşümlü değildir.
15. Plastik paketleme malzemeleri kullanırken plastiğin yiyeceklere değmesinden kaçının. Evdeyken daha güvenli olan 2, 4 veya 5 nolu plastikleri kullanarak yiyeceklerinizi saklayın.

http://foodbodyplanet.com/green-living/the-dangers-of-phthalates-and-bisphenol-a

ORGANİK PAMUK NEDEN TERCİH EDİLMEDİR?

Pamuk, yetiştirilmesi sırasında pestisid, insektisid, fungisid, herbisid, defolyant… gibi çeşitli kimyasal maddelerin (zirai mücadele ilaçlarının) yüksek miktarlarda kullanıldığı bir bitkidir. 2003 yılında pamuk ziraatında 25.000 ton pestisid kullanılmıştır. Bu da dünyada tarımda kullanılan toplam kimyasal pestisid miktarının % 10’undan fazlasını oluşturmaktadır. İnsektisid kullanımında durum daha da vahim olup, tarımda kullanılan toplam kimyasal insektisidin % 25’i pamuk yetiştirmede kullanılmaktadır. Halbuki pamuk üretimi, Dünyadaki toplam zirai üretimin % 3’ünden bile daha azını oluşturmaktadır.
Tarımda kullanılan ziraî mücadele ilaçlarının sadece % 0,1’i mücadele edilen zararlılara ulaşmakta, geri kalan % 99,9’ı toprağa, suya ve havaya karışmaktadır. Yani ne yazık ki doğal ve hijyenik bir lif olan pamuk liflerinin ziraatı hiç de çevre dostu değildir, hatta tam bir çevre zararlısıdır.
Organik pamuk yetiştirilirken hiçbir şekilde kimyasal pestisid, insektisid, fungusid, herbisid, defolyant ve sun’i gübre kullanılmamaktadır. Doğal hayvan gübresi, yeşil gübre ve doğal (biyolojik) zirai ilaçların kullanımı serbesttir. Buna ilaveten tarlanın bir kısmında tuzak bitkiler yetiştirerek, tarlada faydalı böceklerin (zararlıları yok eden) üremesini sağlayarak ve bilinçli bir ürün rotasyonu planlamasıyla, organik pamuğu, verimi fazla düşürmeden yetiştirebilmek mümkün olmaktadır. Doğaldır ki organik pamuk üretiminin maliyeti, normal pamuk üretimine nazaran daha yüksektir (Normal pamuğun kg maliyeti 0,75 ile 2,40 USD arasında değişirken, organik pamuğun maliyeti 1,20 ile 2,50 USD arasında değişmektedir).
Kontrollü şekilde yetiştirilen organik kütlü pamuğun sertifikalı organik pamuk elyafı (mahlıç) olabilmesi için, çırçırlanmasının da yetkili bir çırçır işletmesinde normal pamukla karışmadığından emin olarak yapılması gerekmektedir (Eğer organik pamuk çırçırlanmadan önce normal pamuk çırçırlanmış ise, makinelerin ve organik pamuğun konulacağı depoların iyi bir şekilde temizlenmesi gerekmektedir). Türkiye’de bu şartları yerine getirebilecek yeterli sayıda çırçır işletmesi vardır.
Sertifikalı bir pamuk ipliği ile sertifikalı giysi veya ev tekstil ürünü üretirken de, üretimin her adımının kontrollü bir şekilde yapılması gerekmektedir, zira bitmiş bir mamulde sonradan o ürünün normal pamuktan mı, yoksa organik pamuktan mı üretildiğini anlamak çok zordur ve hatta birçok durumda imkansızdır. Zira normal üretilmiş elyaftan yapılmış ham iplikte ve kumaşta pamuğun üretimi sırasında kullanılan kimyasal maddelerin kalıntıları vardır, ama terbiye işlemleri sırasında mal saatlerce ve defalarca yaş işlemlere (haşıl sökme, kasar, boyama, bitim işlemleri) ve yıkama-durulamalara tabi tutulduktan sonra artık elyaf üzerinde halâ ziraî mücadele ilacı kalma ihtimali son derece düşük olmaktadır.
Organik pamuk/normal pamuk karışımlarında bugün için en yaygın olarak kullanılan karışım oranı 5/95’tir. Yani bu uygulama sayesinde pamuk üretimi nedeniyle çevreye verilen zarar sadece % 5 azaltılmış olmaktadır. Halbuki bu karışımlarda normal pamuk (bol miktarda zirai ilaç kullanılmış ve makineyle hasat edilmiş pamuk) yerine, daha az zirai ilaç kullanılarak, elle çapalayarak (dolayısıyla herbisid kullanılmadan) yetiştirilen ve elle toplanan (dolayısıyla defolyant kullanılmayan) “better cotton (daha iyi pamuk)” kullanılsa ve “better cotton” üretilmesi sırasında çevreye verilen zararın (havaya, toprağa ve suya karışan zararlı kimyasal maddelerin) normal pamuk üretilmesi (örneğin A.B.D.’deki gibi) sırasında verilen zarardan % 30-50 daha az olduğu göz önüne alındığında, bu uygulama (organik pamuk/better cotton karışımı kullanmak) sayesinde çevreye verilen zararın, % 5 yerine % 35-50 oranında azaltılabileceği ortaya çıkmaktadır.
Bu açıklamadan da anlaşılacağı gibi, organik pamuktan yapılmış ürünleri tercih eden tüketiciler, bunu kendi sağlıklarını düşünerek yapmaktan ziyade, çevreye olan sevgi ve saygılarından dolayı yapmaktadırlar. Yani organik pamuklu ürün kullanmak bir kültür meselesidir, bir imaj meselesidir.
Organik Pamuk : Fantazi Mi, Fırsat Mı ?
Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu

GREEN LULLABY' DAN YEPYENİ OYUN SERİSİ...

Tüm dünyada çok beğenilen ve annelerin tercihi olan Green Lullaby markalı ürünler artık Greengoods ile Türkiye'de...
Markanın ürettiği tüm ürünler eko-karton içeriklidir.Geri dönüşümlü malzemeden üretildiği gibi kendisi de %100 geri dönüşümlü yeşil ürünlerdir.Markanın en öne çıkan özelliklerinden biri de tüm ürünlerin de-monte olması ve  kolaylıkla kurulup sökülebilmesidir. Çocuklar kurulumu ve sökme işlerini kendi kendilerine bile yapabilirler.  Ürünler özel “yeşil” alev almaz ve non toksik koruyucu ile kaplanmıştır.Neme dayanıklı olup silinebilme özelliğine sahiptir.Islak bir bezle rahatlıkla temizleyebilirsiniz.Çok hafiftir.
Özellikle oyuncak ev ve oyuncak bebek beşiğinin yanısıra,saklama kutusu olarak kullanbileceğiz eko-karton üzerine oturulabilir, eğlenceli kutular;eko-karton masa ve banklar;bebeğinizin doğumu ile birlikte rahatlıkla kullanabileceğiniz 140 kg taşıma kapasitesi olan çok özel eko-karton gerçek beşikler gerçekten gözalıcı.
Oyuncak ev , tam bir oyuncak bebek evi... İçeride yaşamak için neler vermezdim dedirtiyor görene... Üç katlı oyuncak ev oda dekorasyonu, retro desenli mobilyaları, lambaları ve modern çiçekli yer döşemesi ile tüm dekoratif unsurları üzerinde taşıyor. Beşik ise tam eskilerden kalma sallanan beşiklerden...kız çocuklarının istedikleri bebeklerini sallayarak uyutmalarına imkan tanıyor. Eksik olan tek şey bu evle ve beşikle oynamak için yeterli zaman! Çocuklarınızın hayal dünyasını genişletecek, motor becerilerini arttıracak,yeşil bu ürünler için greengoods sitesinden alışveriş yapabilir, ürünlerin teknik özelliklerini öğrenebilirsiniz.

"GOTS"SERTİFİKASINA SAHİP ÜRÜN NE DEMEKTİR?

Global Organik Tekstil Standardı (GOTS) ekolojik ve sosyal kriterler de dahil olmak üzere, organik lifler için dünyanın önde gelen tekstil işleme standardıdır; tüm tekstil tedarik zinciri bağımsız sertifikasyon sistemlerince desteklenir.

Sürüm 2.0 Haziran 2008'de, 1. sürümün piyasaya tanıtılmasından yaklaşık 2 buçuk yıl sonra yayınlanmıştır. Revizyon çalışmalarında yüksek ekolojik ve sosyal kriterlerin yanı sıra dünya çapında uygulanabilirlik ve doğrulanabilirlik göz önünde bulundurulmuş, böylece kriterler güvenilir ve şeffaf birer program halini almıştır.
Bu bölümdeki bilgiler içerik hakkında genel bilgileri ve standardın temel gerekliliklerini ortaya koymaktadır.
Amaç
Standardın amacı, elyafların hammedelerin toplanmasından çevreye saygılı ve sosyal sorumlulukların bilincinde bir üretim tarzıyla üretime tabi tutulması süreçlerine kadar dünya çapında tanınmış gereklilikleri ortaya koymak, organik üretimin durumunu ölçmek ve tüketiciye güvenilir bir garanti sunmaktır.
Tekstil işleyicileri organik kumaşlarını ihraç edebilirler ve kullandıkları sertifika her pazarda kabul görür bir nitelik taşır.
Kriterler
Uluslararası Çalışma Grubu oy birliği ile kabul edilen açık ve değişmez içerik anlayışı Global Standardın sadece zorunlu kriterlere odaklanılması üzerinedir. Standart lif malzemeleri, iplikler, kumaşlar ve kıyafetleri kapsar ve üretim, işleme, imalat, paketleme, etiketleme, ihraç, ithal ve dağıtım süreçlerinde hep doğal lif ürünlerinin kullanılmasını şart koşar. Standardın deri ürünlerle ilgili kriterleri yoktur.
Elyaf üretimi
Elyaf üretiminin temel kriterleri aşağıdaki gibidir:
• Elyafların organik sertifikasyonları için uluslararası ve ulusal çapta tanınmış standartlar (örneğin EEC 834/2007, USDA NOP)
• Uygulanabilir tarım standartları sertifikasyona olanak tanıyorsa elyafların dönüşüm periyodundan itibaren sertifikasyonu mümkündür.
• GOTS organik etiketi taşıyan bir tekstil ürününün %95’inin organik elyaftan üretilmiş olması gerekir, GOTS organik ile yapılmış etiketi taşıyan bir ürünün ise %70’inin sertifikalı organik elyaftan imal edilmiş olması gerekmektedir.
İşleme ve üretimin temel kriterleri:
• Organik elyaf işlemesinin tüm süreçlerde konvansiyonel elyaflardan ayrılması ve net bir şekilde tanımlanması gerekmektedir.
• Tüm kimyasal girdiler (örneğin boyalar, yardımcı maddeler ve işlem kimyasalları) değerlendirilmeli ve toksiklik ve biyolojik olarak yok olma/ayrıştırılabilme bakımından standartlara uygunlukları garantilenmelidir.
• Toksik ağır metaller, formaldehit, arometik solventler, GMO’lar ve enzimleri gibi kritik girdiler yasaktır.
• Sentetik apre maddeleri yasaklanmıştır, örme ve dokuma yağlarının ağır metal içermemesi gerekmektedir.
• Ağartıcıların oksijen bazlı olması gerekmektedir. (klor yasaktır)
• Kanserojen amin bileşkeleri salınımına neden olan azo boya kullanımı yasaktır.
• Arometik solvent vefatalat ve PVC kullanan plastisol baskı metodları dışarıda bırakılmıştır.
• Aksesuar kısıtlamaları (örneğin PVC, nikel, kroma izin verilmez, plastik aplikasyon yasaktır.)
• Tüm operatörlerin atıkları ve çıktıları minimize edecek çevre politikalarının bulunması zorunludur.
• Islak işleme üniteleri kullanılan kimyasallar, enerji, su tüketimi ve atık su idaresi ile ilgili detaylı rapor vermek zorundadır. Islak işlemler sonucu ortaya çıkan tüm atık su fonksiyonel su arıtma tesisince değerlendirilmelidir.
• Paketleme malzemesi PVC içermemelidir.
• Teknik kalite parametreleri karşılanmalıdır.
• Hammeddeler, ara maddeler, son ürün ve aksesuarlar istenmeyen kalıntılar bakımından kriterlere uymalıdır.
• Tüm işlemciler tarafından Uluslararası İş Gücü Organizasyonu’nun (ILO)sosyal kriterlerine uyulmalıdır.
Kalite Güvence Sistemi
GOTS sertifikasyon şemasına dahil olan bir firma genellikle standardın tüm kriterleri ile uyumlu çalışmalıdır. GOTS yerinde gözetim ve kalıntı testi metotları ile çalışır.
Toptan Tekstil Tedarik Zinciri Sertifikalandırması
• Elyaf üreticileri (çiftçiler) satış yapılacak ülke tarafından tanınmış uluslararası veya ulusal tarım standardına göre sertifikalandırılmış olmalıdır.
• Sertifika verenler uluslararası olarak ISO 65 ve/veya IFOAM akreditasyonundan geçmiş olmalıdır.
• Hasat sonrasından kumaş yapımına ve ihraç süreçlerine kadar tüm operatörler yerinde inceleme yıllık gözetim döngüsüne tabii tutulurlar ve geçerli bir GOTS operasyon sertifikası alarak üretim ve ticaret aşamalarını sertifikalandırırlar.
• İşlemciler, üreticiler ve tüccarların sertifikalandırılmasında görev alan sertifika kuruluşllarının ISO 65’e uygun şekilde akredite olmaları ve GOTS standartlarına uygun GOTS akreditasyonu taşımaları gerekmektedir.
Kalıntı Testi
• Standartta belirtilen istenmeyen kalıntılarla ilgili katı değerler
• Lisanslı operatörlerin kontaminasyon risk değerlendirmesine göre kalıntı testinden geçmeleri gerekir.
• ISO 17025 akreditasyonlu laboratuvarlarda incelenmek üzere denetmenler tarafından fazladan numune alınabilir.
Etiket Dereceleri
Sadece standarda uygun üretilmiş ve sertifikalandırılmış tekstil ürünleri GOTS etiketi taşıyabilir.
Standart iki etiket derecesi arasında bölüm yapmıştır:
Etiket derecesi 1: ‚organik‘ veya ‚organik -dönüşümde‘
≥ 95% sertifikalı organik elyaf, ≤ 5 % organik olmayan doğal yada sentetik elyaf
Etiket derecesi 2: ‚% X%oranında organik ile yapılmış veya %X oranında organik ile yapılmış – dönüşümde
≥ %70 sertifikalı organik elyaf, ≤ %30 organik olmayan elyaf ancak maksimum %10 sentetik elyaf (Çorap, tayt ve spor malzemelerinde bu oran %25)
Bu iki etiket arasındaki tek fark organik oranının minimum yüzdesindeki farktır.

* http://www.global-standard.org/the-standard/general-description.html adresinden alıntıdır..

BPA GERÇEKLERİ...

BPA Nerede Kullanılır?
Bisphenol A (BPA) polikarbonat plastik maddesinin yapıtaşıdır, bu madde genellikle biberonlarda, alıştırma bardaklarında ve bebek oyuncaklarında kullanılır. Zor aşınan, şeffaf ve ısıya karşı dayanıklı olduğundan bu tür ürünlerde çok tercih edilir.
Bebeğiniz BPA’ya nasıl maruz kalır?
BPA durağan olmayan bir kimyasal olduğundan bebeğinizin kullandığı biberon veya alıştırma bardağından özellikle de ısıtıldığında salınıma uğrar. Isınma sırasında, tekrarlanan sıcak sulu yıkamalarda, düzenli kullanımda plastik parçalanmaya başlar ve çevreye BPA yayar.Bu yayılan BPA, genellikle bebeğiniz tarafından tüketilir. BPA’nın gerçek riskleri ile ilgili tartışmalar hala sürmektedir. Çevrelerin çoğu BPA’nın çok düşük dozlarının bile insanlar için olumsuz sağlık riskleri oluşturduğunu savunmaktadır.
BPA Bebeğinizin Sağlığını Nasıl Olumsuz Yönde Etkiler?
İnsanlar üzerinde henüz tanımlayıcı bir çalışma yapılmamış olmasına rağmen hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar göstermektedir ki BPA sağlık açısından risk oluşturmaktadır. BPA östrojen taklidi yapan bir hormon bölücüdür. Kimyasal bu madde bebeğinizin vücudunda yapay ve gerçek olmayan bir östrojen etkisi yapatır ve hormonal gelişmeyi gerekli olan en üst gelişme düzeyine gelmeyi destekleyecek şekilde hızlandırır. BPA’ya aşırı miktarda maruz kalma erkek çocuklarda anormal erkeklik organı büyümesi ve kızlarda erken ergenlik dönemine geçiş gibi sonuçlara neden olur. BPA bebeğinizin hayatının sonraki aşamalarında meme, yumurtalık veya prostat kanserine yakalanma riskini artırır. Bu kimyasal ayrıca (ADHD) dikkat bozukluğu ve hiperaktivite için de risk oluşturur, az miktarlarda bile maruz kalındığında beyin kimyasını değiştirebilir. Bebekler ve çocuklar düşük beden kütleleri, gelişmemiş organ sistemleri ve yüksek metabolizma hızları nedeniyle BPA’nın negatif etkilerine karşı çok daha korunmasızdırlar.
BPA Fetus’a Nasıl Etki Eder?
BPA çocuklara düşük beden kütleleri dolayısıyla çok daha büyük negatif etkilerde bulunurken fetusa etkileri çocuklarla kıyaslandığında daha da büyüktür. Bazı çalışmalar BPA’ya maruz kalan bir fetusun gelişmemiş detoksifikasyon sistemine sahip olması nedeniyle davranış ve sinir sistemlerinin büyük zarar gördüğünü söylemektedir. Fetuslar, anne yiyeceğini BPA içeren polikarbonat bir kapta ısıttığında veya BPA içeren bir plastik şişeden su içtiğinde BPA’ya maruz kalırlar. Kimyasal bu madde ayrıca düşüklerle de ilişkilendirilebilir.
Bebeğinizi BPA’dan Nasıl Koruyabilirsiniz?
Biberon seçerken BPA’sız yada camdan imal edilmiş ürünleri tercih edin. Biberonun yada alıştırma bardağının materyalinden emin olamıyorsanız üreticisine ulaşın. Hepsi olmasa da çoğu polikarbonat biberonun altında “7” numaralı geri dönüşüm bayrağı bulunur, bu şekilde ayırt etmeniz mümkün olabilir. BPA içeren biberon yada başka ürünleriniz var ise bu ürünleri bulaşık deterjanı ve sıcak su ile yıkamayın. Bu ürünleri bulaşık makinesinde yıkamaktansa elde yıkamak daha güvenlidir. Hamilelerin konserve yiyecekler tüketmekten, plastik şişelerde sıvı madde almaktan kaçınmaları gerekir. Alüminyum ve cam şişeler daha güvenlidir.
* E-How’dan alıntıdır.

BECOPOTTY ARTIK TÜRKİYE'DE...

Becothings tarafından üretilen her bir ürün olabildiğince çevre dostu olarak tasarlanıyor. Sadece fonksiyonellik değil aynı zamanda yaşam döngüsüne katkı da tasarım aşamasında göz önünde bulunduruluyor. Askı ve lazımlık gibi ürünler genellikle yaşam döngülerini çöplerde sonlandırırlar bu nedenle Becothings üreticileri bu tür ürünler için kullanım sonrasında ne yapılacağını planlamakta fayda olduğunu söylüyorlar. Becothings ekibi doğru materyaller ve doğru tasarım ile çevreye en az zararı verecek şekilde ürünler tasarlıyorlar.
Becothings’in en son üretim yapmış olduğu malzeme plastiğin yerine kullanılabilecek bitki lifleri oldu. Aslında malzeme biyolojik olarak yok olabilen materyallerin bir karışımı yani biyokompozit...
Kullanılan malzemenin %80’ini bambu ve pirinç kabukları oluşturuyor. Pirinç kabukları pirinç üretiminin bir yan maddesi, bu nedenle atılacağı yerde kullanılması bu ürünü harika bir malzeme haline getiriyor. Bambuyu düşündüğünüzde aklınıza ince uzun ağaççıklar geliyorsa da aslında bambu bir ot türevi ve çok hızlı büyüyor. Bunun anlamı kullanılan bambunun yerine yenisi ekilerek hızla sürdürülebilirlik sağlanabiliyor.
Tüm bu malzemeler amino asitlerden elde edilen bir reçine ile karıştırılıyor. Bu reçine tüm lifleri birbirine bağlıyor. En önemlisi karışımın parçalanabilmesine imkan tanıyor. Ürününüzü kullanım ömrü dolduktan sonra toprak altına gömmek gibi nemli ve ılık bir ortamda bıraktığınızda reçine ayrışmaya başlıyor ve sonunda ürün biyolojik olarak toprakta yok oluyor. Bu süreç çevre koşullarına bağlı olarak 2 ila 3 yıl kadar bir sürede sona eriyor. Malzemenin bu özelliği onu kısa süre kullanılan ve geri dönüştürme işleminin zor olacağı lazımlık gibi ürünler için paha biçilmez kılıyor.
Becothings üretimi Becopotty çevre dostu, atık bitki malzemelerinden elde edilmiş, evinizde yıllarca kullanıldıktan sonra toprağa gömerseniz biyolojik olarak hızla yok olabilecek bir lazımlık...
2009 yılında Mother&Baby Gümüş Ödülü alan Becopotty ergonomik tasarımıyla hem rahat hem de kullanışlı. Sırt kısmının yükseltisi denge sağlarken, ön tarafındaki koruma yükseltisi de etrafa sıçramaları engelliyor, böylece tuvalet alışkanlığı konforla ve hijyenik bir biçimde sürdürülebiliyor. En önemlisi bu lazımlık hem bebeğiniz hem de çevre için çok uygun...
Becopotty lazımlık hayatına tarım artığı olan bambu artığı ve pirinç kabuğu olarak başlıyor.
Becothings bu artıkları toplayarak toz haline getiriyor.
Biyolojik olarak yok olabilen bir reçine ile karıştırıyor ve kalıpta bekleterek Becopotty lazımlığı yaratıyor.
Becopotty Lazımlıkla ilgili küçük birkaç fikir...
Çocuğunuzun tuvalet alışkanlığı sürecisona erdiğinde lazımlığı bahçenize gömebilirsiniz. Küçük bir ipucu vermek gerekirse; gömmeden önce lazımlığın altında birkaç küçük delik açarsanız nemin içeri girmesini kolaylaştırmış olursunuz.
Becopotty tamamen dibe battığında biraz tohum biraz da su ekleyerek tohumlarınızın çiçeğe dönüşmesini izleyin. Birkaç sene boyunca lazımlık toprağa karışacağından hem çiçeklerinizi besleyecek hem de doğaya katkıda bulunacak.
Becopotty 'i internet  sitesinden satın alabilirsiniz...